Benim bayramlarımda canlı bombalar, silahlı katliamlar, ölümler, yaralanmalar yoktu. Benim bayramlarımda sokakta rastladığın herkesle sarılmalar, büyüklerin ellerinden öpmeler, çocukların başını okşamalar vardı.
Benim bayramlarımda din, mezhep, inanç, köken ayrımı yoktu. Benim bayramlarımda insan vardı. Yaşına, sosyal yapısına, yaşam tarzına bakılmaksızın bayramını kutladığımız hemşerilerimiz vardı. 
Benim bayramlarımda tatili fırsat bilip apar topar sahil kentlerine kaçış yoktu. Benim bayramlarımda ailenin en büyüğünden başlayarak tüm akrabanın  evlerinin teker teker dolaşılması sonrasında ise  adeta evcilik oynar gibi bu defa onların evimizi ziyaretleri vardı. 
Benim bayramlarımda çocuk istismarı korkusu yoktu. Benim bayramlarımda ellerinde  torbalarla tüm mahalleyi ve komşu mahalleleri tanıdık tanımadık kapı kapı dolaşan minik yürekler vardı. Torbalarına doldurdukları leblebi ya da şekerden gözleri parlayan, aldıkları küçücük harçlıkları hemen mahalle bakkalında harcayan minik yürekler. 
Benim bayramlarımda kafede restoranda buluşmalar yoktu. Benim bayramlarımda yuvamızda, ocağımızda, evimizde sohbetler vardı. 
Benim bayramlarımda küslükler yoktu. Benim bayramlarımda ne kadar birbirlerine kızgın olursa olsun çevrenin gönül koymaları ile barışan, küskünlükleri en fazla öbür bayrama kadar süren kalbi büyük, affedici insanlar vardı. 
Benim bayramlarımda pastanelerden tatlı siparişi vermek yoktu. Benim bayramlarımda günlerce önceden başlayan hazırlıklarla evlerde baklava açmak, börek hamuru hazırlamak vardı. Evin erkeğinin tepsiyi odun fırınına götürüp kırk katlı baklavanın fırının kokusunu içine çektiği tadına doyulmaz ev baklavaları vardı. 
Benim bayramlarımda insanların  başkasının cebinde, arabasında, evinde gözü yoktu. Benim bayramlarımda ziyarete gelen çocuğa verilen bayram harçlığının çocuğun gözünde uyandırdığı heyecan vardı.  
Benim bayramlarımda uzaktan anmalar yoktu. Benim bayramlarımda Sarı Topraklık, Kırıklı, Çatak’taki mezarların bayram namazından hemen sonra ziyaretleri, hastaların evine giderek hatırlarının sorulması vardı. 
Benim bayramlarımda mesaj atma, whatsapptan yazma, messengerden kutlama yoktu. Doğrudan gidip dokunma, kucaklama, el öpme, sıcaklık vardı. 
Benim bayramlarımda memlekete gidemeyip telefon açmak yoktu. Şartlar ne kadar zor olsa bile mutlaka memlekete, baba ocağına, ana kucağına gidip bayramın ilk günü tüm geniş ailenin sıcacık çayı, çöreği beraberce paylaşması vardı. 
Benim bayramlarım Yozgat’ta kaldı. 
Bayramınız kutlu olsun.