BAŞTA ABD olmak üzere emperyalist batılı ülkeler Anadolu ve Ortadoğu coğrafyasında yeni bir nizam kurmak için yüzyıl önceden anlaştıkları planı revize edip uygulamaya koydular.
Plan neydi? Türkiye’nin ve 1.Dünya savaşından sonra Ortadoğu’da kendilerinin oluşturduğu devletlerin parçalanması, bölünmesi, güçsüz hale getirilmesi ve yer altı kaynaklarının kendi istekleri doğrultusunda kullanılmasının sağlanmasıydı.
Planlarını gerçekleştirmek için bir yerden başlamaları gerekiyordu. Bölgenin en güçlü devleti Türkiye’den başlamanın doğru olduğunu düşündüler ve 1984 yılında önceden hazırladıkları bölücü terör örgütü PKK'yı sahneye sürdüler.
Irak’ın parçalanması ve güçsüzleştirilmesi gerekiyordu. Önce 8 yıl savaşlarıyla İran’la Irak’ı vuruşturarak zayıf düşürdüler. Sonra zayıf halka olan Irak’ta nükleer silah olduğu bahane edilerek işgal edildi ve parçalandı.
Sonra Irak’ta önceden Amerika tarafından kurdurulan IŞİD terör örgütü kullanılmaya başlandı. IŞİD bu devletin önemli yerlerini işgal etti. Bunu 2003 yılında açıklayan CİA’cı yazar Graham Fuller’di. 
IŞİD destekle Irak ve Suriye’de iyice güçlendi ve kanlı bir uygulama ortaya koydu ve İki ülkenin önemli bölgelerini işgal etti.
Bu örgüt vahşi tavırlarıyla dünya kamuoyunda dikkat çekmeye başlayınca da ABD yine dünya nizamını koruyucusu unvanlıyla devreye girdi.
2015 yılında kendi organizasyonu olan IŞİD terör örgütüne karşı bir başka terör örgütünü devreye sokarak ona destek vermeye başladı.
Bu terör örgütü hangisiydi? Tabi ki kendi hayat verdikleri PKK/PYD/YPG adlı örgüttü. Onları eğitmeye ve silahla, mühimmatla donatmaya başladılar. 
ABD, PKK/YPG/PYD terör örgütüyle müttefik oldu ve NATO ve Birleşmiş Milletler de beraber olduğu stratejik ortağına onları tercih etti.
PKK/YPG/PYD terör örgütü Amerika’nın desteği ile IŞİD terör örgütünü etkisizleştirdi.
O günlerden bugünlere kadar gelindi. Bu gelişmelerden bizim yönetim hatamız da oldu ama bunu içinde bulunduğumuz operasyon durumu nedeniyle sonra konuşmak gerekir.
Yani Türkiye’nin etrafı Türkiye düşmanı terör örgütü tarafından çevrilmesi noktasına gelindi. Irak’ta kurdurdukları Kürt devletinin yanında Suriye sınırımız boyunca etkin olan PYD/YPG ye yeni bir Kürt devleti kurdurttu.
Türkiye bu planı fark ederek bundan önce de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarıyla belli noktaları tuttu ama yeterli değildi.
Şimdi Barış Pınarı adı verilen 3 harekâtla Kahraman Türk Ordusu gereğini yaparak teröristleri süpürmektedir.
İnşallah meydanda can vererek kazanılan zaferlerin masa başında kaybedilmemesi, tehlikenin bertaraf edilmesi dileğimizdir.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Kıbrıs Barış Harekâtıyla beraber dördüncü sınır dışına çıkışımız ve başarı kazanışımızdır.
Özellikle son üç sınır dışı harekâtımızla Türkiye ve Türk milletinin önemli kazanımları olmuştur.
•Ülkemiz adına kurulan tuzak ve etrafımızın çevrilmesini isteyen emperyalist devletlerin isteği şimdilik boşa çıkarılmıştır.
•Kıbrıs Barış Harekâtından sonra bu üç harekâtla beynimizde ve gözümüzde olan psikolojik perde yırtılmış atılmıştır.
•“Batının gücüne karşı konulur mu”, “ABD ne der” kuşkusu bir kenara bırakılmıştır.
•Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığı gerçeği bir kez daha kanıtlanmıştır. Ebedi dostumuz Pakistan, Kardeş Azerbaycan ve Soy birliğimiz olan Macaristan hariç yanımızda şimdilik kimse bulunmakatadır.
•Arap devletlerini yönetenlerin iflah olmaz Türk düşmanı olduğu bir kez daha tescillenmiştir.
Bizim ordumuza güvenimiz sonsuzdur. Sevgimiz ve desteğimizde en az güvenimiz kadardır.
İnşallah bu harekâttan hem askeri hem de siyasi alanda alnımızın akıyla çıkar, yeni bir dünyada yeni bir ruhla yerimizi kuvvetlice alırız. Ve esasında tüm duamız Mehmetçiklerimizin sağ salim yurda, ailelerine dönmeleridir.
Bu yazımın tamamlandığı sırada ABD ile yapılan görüşmeler sonuçlanmıştı. Onunla ilgili değerlendirmemi de ilerde yazacağım.