KAMU düzenini çeşitli davranışlarıyla bozan kişilere ilişkin görüntüler son zamanlarda gazetelerde, özellikle de televizyon kanallarında sıkça yayımlanır oldu. Bence yanlış bir tutum bu. Gazeteler ve televizyon kanalları böyle yapmakla başkalarının değirmenine su taşıyor, bununla da kalmıyor bu tür paylaşımların artmasına neden oluyorlar.
Gazetelerde ve televizyon kanallarında boy göstermek isteyen çeşitli kişiler var. Bunların başında Youtuber ve vlogger diye adlandırılanlar geliyor. Bunların tek derdi, çok tıklanan paylaşımlar yapıp Youtube’tan para kazanmak. Bunun en kolay yolu da toplumun dikkatini çekecek paylaşımlar yapmak. Bu paylaşımlar toplumu olumlu yönlendiren nitelikte olsa neyse. İpe sapa gelmez, çoğu zaman toplumun genel kurallarıyla bağdaşmayan, dengesiz, kişiliksiz, yasalara aykırı içerikler barındıran nitelikte.
Bazı kişiler de yalnızca dikkat çekip unutulmuşluktan kurtulma, kendilerini gösterme çabasındalar. 
İster Youtuber ister vlogger, ister bir başkası olsun, ortak bir noktaları var; o da gündemde olmak.
Geçenlerde bir Youtuber, ülkemize kaçak yollarla sokulan bir maymunla ilgili birtakım çekimler yapıp bunları Youtube’ta yayımlamış. Polisler, maymun vahşi hayvan sınıfında olduğu için olaya el koyup onu Youtuberden almışlar.  
Yine geçenlerde bir bayan sürücü, sosyal medyada bir video yayımlamış. Görüntülere baktığınızda ağzınız açık aklıyor. Sürücü; akşam saatinde otomobilinin direksiyonuna geçmiş, araç hareket durumundayken kucağındaki bir tepsiye koyduğu çiğ köfteleri yiyor, bu arada arabanın hoparlörünü sonuna dek açmış türkü dinliyor, bir zaman sonra da elindeki tesbihi sallayıp türküye eşlik ediyor. Görüntülere dikkatle bakıldığında aynı kişi videoda farklı giysilerle görülüyor. Belli ki bu davranışları değişik zamanlarda yapmış ve bunları montajlayıp bir videoda birleştirmiş.  
Bir başkası otoyolda zikzaklar çiziyor, arabanın arka kısmını kaydırarak drift denilen hareketi yapıyor. Bunu yaparken kendisinin ve başkalarının yaşamını tehlikeye attığının farkında değil ya da farkında; ama umursamıyor. 
Bir diğeri, motosikleti tek tekeri üstünde sürme gösterisi yapıyor. Hangi birini sayayım ki?..
Tamam, sözünü ettiğim bu davranışları yapanlar aklı başında kişiler değil. Umursamaz, duyarsız, kural tanımaz tipler bunlar.
Garip olan şu: Gazeteler, bu tür davranışlarda bulunarak kendilerini gösterme çabasında olanların fotoğraflarını; televizyonlar da videolarını ekrana taşıyarak onların ekmeğine yağ sürüyorlar. Televizyon kanalları, bu kişilerin videolarını dakikalarca yayımlamakla kalmıyor; sık sık da yeniden gündeme getiriyorlar.  Böylece kuralsızlıklarıyla gündeme gelen kişiler amaçlarına ulaşmış oluyorlar. Zaten onlar; kendilerini bir biçimde tanıtıp gündemde kalmayı, çektikleri videoların televizyon kanallarında yayımlanıp çok sayıda tıklanmasını amaçlamıyorlar mı?.. 
Gazetelerin ve televizyon kanallarının sözünü ettiğim türden kişilerle ilgili fotoğraflı, videolu ayrıntılı ve dakikalar süren yayımlar yapmalarını kabullenemiyorum ben. Buna bir anlam da veremiyorum. Bu anlayış; gazetelerin fazla okunma, televizyonların da fazla izlenme  isteğinden mi kaynaklanıyor; yoksa bir habercilik olarak mı algılanıyor dersiniz?..
Davranışlarıyla topluma kötü örnek olanlarla ilgili haber yapılmasın demiyorum ben.  Kuşkusuz böyle yanlış davranışlarda bulunanlar en acımasız biçimde eleştirilmeli, kınanmalıdır. Ancak bu yapılırken kişiler ve görüntüleri ön plana çıkarılmamalı ve özendirici olmaktan kaçınılmalıdır.  Benim katılmadığım nokta, medyada böyle kişilerin sanki çok önemli bir iş yapmışlar gibi boy boy fotoğraflarına yer verilmesi ve video görüntülerinin yayımlanmasıdır. Bu konuda bana katılmayanlar olacaktır. Buna saygı duyarım. Ama onlara Herbert Marcuse’nin bir sözünü anımsatmak isterim: “Gözümde küçülenlere, büyüme fırsatı vermem.”  Ama ne yazık ki biz böyle kişileri farkında olmadan gündeme taşıyıp bir tür ödüllendiriyoruz.
Basın yayın organlarının kişileri ve toplumu olumlu yönlendirecek haberler yayımlamaya özen göstermeleri daha uygun bir tutumdur. Ben isterim ki bir haberi izlerken duygulanayım, sevinçten gözlerim yaşarsın. Basın yayın organı olarak bana altı köpek yavrusunu yere çarpa çarpa öldüren sözde insanı değil, onları biberonla besleyip yaşama tutunduran gerçek insanı haber yapıp izlettirin. Karısını sokak ortasında acımasızca döven bir insan müsveddesinin değil, yaşlı bir kadının elinden tutup onu yolun karşısına geçiren bir örnek insanın görüntüsünü gösterin. 
Toplumu her zaman iyiye, güzele, doğruya, gerçeğe, kardeşliğe, sevgiye, saygıya, kısacası insan olmaya özendiren bir basın yayın dileğiyle..