YİRMİBEŞ yıl kadar önceydi. Ankara’da bir arkadaş, Karadeniz sahilinde “Saklı Bir Cennet” olduğundan bahsetmişti Amasra’nın. Gidilmeye ve görülmeye değer bir yer.
O zamanlar öylesine çok gizli ve saklı doğal güzellikleriyle keşfedilmeyi bekleyen yer vardı ki el değmemiş, insan geçmemiş sanırsınız. İçimde bir arzu vardı oraları görmeye dair. Daha sonraki yıllarda gitme imkânı bulabildim. Şirin, inci gibi bir yer. Yağmurlu bir vakitte ulaşmıştım. Yollar riskliydi. Virajlardan kıvrılarak ulaşıyor, önce yüksekten koyu yeşillikler arasından seyrediyor, denizin maviliğinden geçip ufku ve gökyüzünü bakışlarınıza katıyordunuz.
Şimdilerde öyle değil ama yine de bütün ihtişamıyla güzelliğini koruyor. Duble yollar ve tünellerle ulaşımın başkalaştığı, daha çabuk seyahat edildiği için de manzaranın tadını çıkarmanın zayıfladığını biliyoruz. Hele de kentlerde yaşanan dönüşümle, böylesi güzel yerlerimizin de konutlarla tıka basa dolduğunu görüyoruz. Trafik sorunu ve park sorunu yanı sıra şehircilik ve estetik bakımından da ciddi sorunların kendini göstermeye başladığı ortada. Böylesine şirin ve sakin sahil ilçe, kasaba ve köyler, daha özenli korunmayı hak ediyor.
Amasra’ya dair söylenecek pek çok güzel şey var aslında. Fakat şimdilik biz başka konudan bahsedeceğiz. Amasra, Kurucaşile ve Ulus olmak üzere sahip olduğu üç ilçesiyle birlikte Bartın, Batı Karadeniz bölgesi için kalkınmaya namzet potansiyelleri yüksek olan bir ilimiz. Buralar, geçtiğimiz son iki yıl içerisinde Karadeniz’de doğalgaz arama çalışmaları ile Türkiye gündemine gelen bir bölgedir.
Ağustos 2020 içerisinde, Karadeniz'deki ilk milli derin deniz sondajı çalışmalarına bağlı olarak, Sakarya Gaz Sahası'nda 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfedildiği duyuruldu. İleriye yönelik enerji ihtiyacının giderilmesi bakımından bu sevindirici bir haberdi. Zira Türkiye’nin doğalgazda dışa bağımlılığı halen devam etmektedir.
Ayrıca Türkiye’nin denizlerde yeni enerji kaynakları arama ve üretim faaliyetleri açısından inisiyatif alabilmesi ve kısmen daha bağımsız karar verebilmesi bakımından da yeni bir dönem olarak görmek mümkündür. Uluslararası düzlemde de Karadeniz'e olan ilgi daha da artacak gibi. Fatih sondaj gemisi bölgede çalışmalarını aralıksız sürdürecek gibi gözüküyor. Öyle de olması gerekir.
Amasra-1 kuyusunda keşfedilen 135 milyar metreküplük yeni doğalgaz rezervi ile Amasra yine gündeme geldi. Geçtiğimiz haftalarda, Filyos Limanı’nın Açılışı ve Doğalgaz İşleme Tesisleri Temel Atma Töreni gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karadeniz’deki toplam gaz keşfinin 540 milyar metreküpe ulaştığını açıkladı. Bölge halkı başta olmak üzere bütün ülkede sevinç kaynağı oldu bu haber. Doğal olarak yakın gelecekte Bartın ve Zonguldak için yeni fırsatlar da doğacaktır.
Bölgenin mevcut potansiyelleri ile ortaya çıkacak bu yeni fırsatların en iyi şekilde değerlendirilmesi, kuşkusuz akademik bir bakışla, yenilikçi anlayışla, nitelikli araştırma ve vizyonist bir stratejiyle olacaktır. Bölge üniversiteleri başta olmak üzere, ilgili bütün akademik camia bu hususta mesuldür.
Bartın, 7 Eylül 1991 tarihinde Zonguldak ilinden ayrılarak Türkiye'nin 74’üncü ili oldu. Bahsettiğimiz ilçeleri yanı sıra Kozcağız, Hasankadı, Arıt, Abdipaşa ve Kumluca beldeleri ile 260 adet de köye sahiptir. Bartın 2008 yılında da üniversitesine kavuşmuştur. O yıl 22 Mayıs 2008 tarih ve 5765 sayılı Kanun ile kurulan 9 devlet üniversitesinden biridir.
Bartın Üniversitesi geçen 13 yıl içerisinde bulunduğu şartlar itibariyle kayda değer gelişim gösterdiği izlenimi vermektedir. Aslında üniversite önceden var olan bazı fakülte ve yüksekokullar üzerinden kurulmuştur. Daha önce Zonguldak’taki üniversiteye bağlı olarak faaliyet göstermekte olan ve 1990’lı yıllarda kurulan ve orada ilk fakülte olma niteliği taşıyan Bartın Orman Fakültesi, akabinde kurulan Bartın Meslek Yüksekokulu, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ve Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Bartın Üniversitesi’nin temellerini oluşturmuştur. Üniversite, kuruluşundan sonra yeni fakülte, yüksekokul ve enstitüler ile birimlerini zenginleştirmiştir. Kampüs yaşam alanı ile eğitim faaliyetleri, bilimsel araştırmalar ve fiziki altyapı bakımından gelişim çabasını sürdürmektedir.
Geldiği nokta itibariyle lisans ve lisans üstü düzeyde eğitim faaliyetleriyle yirmi bine yaklaşan bir öğrenci kitlesine hitap etmeye çalışıyor ve cazibesini artıracağı da gözle görülüyor. Bunun üniversite yönetim ekibine, akademik kadroya ve yönetim politikaları ile doğru karar alma mekanizmalarının iyi işletilmesine bağlı olduğunu düşünüyorum. Bölgeyi ve kurum yapısını iyi tanıyan, doğru gözlemler yapabilen ve buna göre gerçekçi yol haritaları oluşturan, kalkınma ve ilerleme açısından kalite unsurlarını önceleyen bir anlayış çok etkilidir.
Bartın Üniversitesi 2017 yılından bu yana deneyimli bir rektör tarafından yönetilmektedir. Rektör Prof. Dr. Orhan Uzun, neredeyse meslek hayatının tamamına yakınını akademik kurumlarda, üniversitelerde geçirmiştir. Farklı şehirlerdeki üniversitelerde çalışmıştır. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde 2012 yılında göreve başladığında bölgeyi daha yakından tanımaya başlamış, burada rektör yardımcılığı ve dekanlık yapmıştır. Daha sonra 2015’ten itibaren Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı görevini de yürütmüştür. Yurtdışındaki bazı üniversitelerde de araştırma faaliyetlerine katılmış olan Prof. Dr. Orhan Uzun, bütün bu birikimini Bartın Üniversitesi rektörlüğüne atandığı ilk günden itibaren Bartın ve üniversitesi için değerlendirmektedir. Proje tabanlı çalışmaların önemini bilen bir akademisyendir.
Farklı zamanlarda proje eğitimlerinde birlikte yer aldık. Bunlardan, TÜBİTAK 2237 – Proje Eğitimi Etkinliklerini Destekleme Programı tarafından desteklenen ve 4-6 Haziran 2014 tarihlerinde “Fen Bilimlerinde Araştırma Projesi Hazırlama ve Yürütme Eğitimi” adıyla, farklı üniversitelerden 5 akademisyenin eğitmenliğinde Zonguldak’ta düzenlediğimiz eğitimde yürütücülük ve programın koordinatörlüğünü de yaptı. Fizik ve kimya gibi temel bilimlerin yanı sıra mühendislik gibi uygulamalı alanlarda çalışmalarını sürdüren akademisyenlere, proje hazırlama ve uygulama konusunda eğitimler verdik.
Bartın Üniversitesi Proje ve Teknoloji Ofisi Genel Koordinatörlüğü tarafından öğretim elemanlarına araştırma projesi hazırlama ve yürütme eğitimi düzenlenmek istendiğinde de davetlerini memnuniyetle karşıladık. Bartın’da 24-25 Mart 2018 tarihlerinde düzenlenen “Fen ve Mühendislik Alanlarında Araştırma Projesi Hazırlama ve Yürütme Eğitimi” için ve 06 – 07 Nisan 2019 tarihlerinde düzenlenen “Bilimsel Araştırmalarda Proje Döngüsü Yönetimi Programı” için zaman ayırıp kendilerini geliştirmek isteyen araştırmacıların motivasyonlarına ortak olduk. 
(Devamı Yarın)