PERŞEMBE günü akşam başlayıp, bu günün sabahına kadar devam eden sokağa çıkma kısıtlamasına uyup, sokağa çıkmamak üzere, evin kapısından içeriye adımımı attım. Ekmek almak için bir kez, dün akşam saatlerinde de elinizde tuttuğunuz gazeteyi sizlere ulaştırabilmek için büroya geldim, iş bitiminde eve tekrar kapandım. Şimdi de işyerimdeyim. Normale döndüm.

Aslında mesleğim gereği, kısıtlamadan mauf olmama rağmen, çıkmamı gerektirecek zorunlu haller dışında çıkmamaya özen gösterdim. İnternet üzerinden gezintiler yaptım, kitap okudum, ara da bir televizyon izleyip, genel anlamda ise uyudum. Kısıtlama süresinin dolmasını bekledim. Ama bu işin bana göre olmadığını bir kez daha yaşayarak anladım.

Yeni yılda Covit-19 belasından kurtulma temennilerinin yoğun olarak işlendiği internet ortamında, 'Büyük indirim!' başlığı dikkatime çekti. 'Ayvanın indirimli fiyatı 3,9, Narın 4,95, Portakalın 5,95, Domatesin 4,95, Karnıbaharın 2,95, Patates ve Kuru Soğanın 1,45, Kastanenin 19,90' olduğunu görünce şaşırmadım. Zira yılın ilk saatlerinde elektriğe yüzde 6, doğalgaza yüzde 1 oranında zam yapılacağı habereni bir gün önceden öğrenmiştim. Bunun arkası da gelecek.

 Bir süre önce kaleme almıştım, piyasa fiyatlarında denge sağlanamadığı süre içerisinde çalışanın ücretlerinin taban rakamının 2 bin 825 lira değil 5 bin lira olsa bile kısa sürede bunun eriyebileceğini, yetmeyeceğini söylerken bunu kastetmiştim. Ücretlere yapılan zam, piyasalara  anında yansımakla kalmıyor, zaman içerisinde devam ediyor. Yılın ilk günündeki zamlar da piyasayı etkileyecektir.