Bir sohbet anında birisi Nasrettin Hoca’ya : “Hocam şu insanlar çok garip, hatta nankör. Kimi kışın soğuktan, kimi yazın sıcaktan şikayet eder” der. Hoca kaşlarını çatarak: “Sus be adam! Bahara bir şey diyen var mı ?” 
İnsanoğluyuz evet. Yazın sıcaktan, kışın soğuktan dert ederiz. Bu sene kar yağışı fazla olmasa da soğuğu bol bir kış geçirdik. Tam hocanın da ifadesiyle kimsenin bir şey demediği bahara girecektik ki soğuk yine tepemizde bitti. Rabbimin takdiridir. Hikmetinden sual olunmaz. Yine biliriz ki kahrı da hoştur, lütfuda… 
Rabbim cümlemizi onun lütfundan nasiplenen kullarından eylesin. Yozgat kış memleketi. Bu toprağın insanı kara ayaza, metre metre yağan kara alışkındır elbet. Ya daldaki meyvelerimiz, onlarda alışkın mıdır bahar görüp çiçek açacakken, ayaza teslim olmaya ? Sarı sıcak beklerken, yerden göğe savrulan tipiye, kara. Bu yazı birazda Yozgat dışındaki Yozgatlılar içindir. Yozgat’ta süren soğuktan haberdar olsunlar diye. Yozgat’ın kışının, ayazının bitmediğini bilsinler diye. Yozgat’a has bir atasözü vardır “İtte kışı geçirir amma yediği ayazı bilir” Soğuğu bu kadar gündemimize alma nedenimiz de biraz bundandır. Kışın ayazını, sobanın isini-pisini çeken insanların yaşadığı yöredir Yozgat. Onun için sabırsızlık yaz görmek, bahar yaşamak ister. Eve kapanan emeklisi, ihtiyarı Cumhuriyet Alanı’na kavuşmak ister. Hele soba sökme dönemi var ya işte o evinize konfor ve artı değer kattığınız anlardandır. Yer genişletir ve yaşam alanlarınız büyür bir anda. Kışın aynı odayı paylaşan ev halkı sobanın sökülmesiyle dubleks eve taşınmışçasına mutluluğa bürünür. Yaz da güzeldir kış da bu yörede ama. Fakirlikten üşüyenler ısınmayı dört gözle bekler. Elbet kış yaza dönecektir. Bu yaz hepimize bolluk, bereket ve umut getirsin. Güneş hem içimizi, hem yüreğimizi, hem de bedenimizi ısıtsın inşallah. Hayırlı Cumalar.