"Mart kapıdan baktırır; kazma kürek yaktırır." sözü her yıl, her mevsim dönüşümünde kullanılır. Kimi yıl, mart ayı gerçekten kazma kürek yaktıracak kadar soğuk; kimi yıl, baharın müjdecisi ay olarak gösterir kendini. Her iki durumda da mart ayı, doğada ve canlılar üzerinde umut ayıdır.

Yaprağın renk değişimi gibi ruhun da değişime uğradığı söylenen mevsim sonbahar…

Beyaz kar örtüsünün, doğayı dinlendirip insan ruhunu arındırdığı mevsim kış…

Ve ardından çiçeklenmiş mutlu ağaçlar, tazelenmiş duygularımızın diri bedenimizle birlikte karşıladığı ilkbahar…

Çiçeklenen ağaçların, göz kırpan güneşin beni öyle üç beş yaş değil; taaa çocuk yaşlarıma götürdüğü günlerdeyiz. Çünkü mevsim ilkbaharsa; mutluluğa teslim olur yüreğim, bedenim çocuklaşır. Çocuk Gülseren kocaman heyecan yaşar. Fakat bu yıl çok başka. İlkbahar geldi gelmesine, ağaçlar şen, güneş özlem duyduğu dünyanın bedeninde, kuşlar merhaba diyor hepimize ama mutluluğumuz virüsle gölgelendi bir kere.

Geçen yıl tam da bu ayda, baharla beraber gelmişti ülkemize covid-19. Bahar yine geldi, covid de hala bizimle. Misafirliğin kısası, misafirin tez kalkanı iyidir derler, hele bu misafir istenmeyen misafirse.

Ben bu istenmeyen misafir virüsü biraz da ısrarcı siyasetçilere benzetiyorum. 

Toplum tarafından istenmediğini bilen yönetimlerin ayak sürümesi gibi, bu virüs bu yıl da baharımızı, hatta yazımızı kışa çevirecek sanırım.

Geldiği gibi gitmesini bilmeli; ha siyasetçi, ha virüs!

Hepimiz sıkıldık!

Virüs öncesi, virüs sonrası hep var olan ekonomik, sosyal, siyasal sorunları yaşamaktan, konuşmaktan…

Biz gazeteci -yazarlar da mesleksel refleksle “Dön baba dönelim, hacılara gidelim.” Sözünde olduğu gibi toplumsal ve siyasi sorunları, virüsü yazmaktan, siz de okumaktan sıkıldınız.

Hepimiz sıkıldık!

Yeminle çok sıkıldık!

Her şeye rağmen baharın kokusunu gözlerimizi kapatıp solumak varken; pazarda, manavda, markette, yani ekonomide kış kokusunu her mevsim koklamaktan sıkıldık!

Ülkemizde yaşanan tüm sorunları aşacağımızın müjdesini getireceğini umut ettiğimiz bu güzelim baharı koklayamamaktan sıkıldık!

Umudumuzu söndürmenizden sıkıldık!

Yüreğimizde açan çiçeklerden suyu, toprağı, güneşi esirgeyen siyasetinizden, çiçek bahçemizi kurutmanızdan, mevsimlerin dahi ayarını bozmanızdan, baharımızı yok etmenizden sıkıldık!

Hayatımızı dört mevsim kışa çevirmenizden, canımızın, cebimizin, yüreğimizin buz tutmasından, soğukluğunuzdan sıkıldık!

Sıkıldık!