YENİ gelen  öğretmenler  evlerine  yerleştirildi. Küçük Mustafa,  Ahmet  Öğretmenine  yaptığı  gibi,  bayan Öğretmenlerinin de çöplerini  döküyor,  sularını  pınardan taşıyarak  Öğretmenlerinin  ihtiyaçlarına  cani  gönülden koşuyordu.
Öğretmenleri  de  Mustafa’ya  ayrı  bir  Sevgi gösteriyorlardı. Ayla  Öğretmen,  Mustafa  ile  ayrıca  ve  özel!... ilgileniyordu;
-Mustafa  okumalı... diyordu
Yağan  Kar  taneleri  Güllüce  Köyü’nde  manzaralar oluşturarak  doğayı  beyaza  boyuyordu. 
Mustafa’nın  Annesi fırında  çörek  yaptı ve ayrı, ayrı  paket  ederek;
-Oğlum, bu paketlerin  birini  bayan  Öğretmenlerine  götür, diğerini de Ahmet Öğretmenine  ver, dedi.
Mustafa sıcak, sıcak  hazırlanan  o  çörekleri alarak,  önce  bayan Öğretmenlerine  uğradı.
-Bunu  Annem  gönderdi,  Selamı  da  var,  dedi.
Oradan  ayrılırken  Ayla  Öğretmeni;
- Mustafa...  dedi.
Mustafa,  Öğretmenine  doğru  yaklaştı.
-Efendim  Öğretmenim...
Öğretmeni,  Mustafa’nın  yanaklarından  öperek;
-Çörekler  için  çok  teşekkür  ederim,  dedi.
Mustafa,  tek  eliyle öpülen  yanağını  tuttu  ve  diğer  eliyle  de  Ahmet  Öğretmeninin  çöreğini  tutarak , Ahmet Öğretmenin  evine  doğru  koşarak  yol  aldı.
İçinde  kıpırtılar oldu,  kulağında  Kuş  sesleri  cıvıldadı  ve Öğretmenin  evinin kapısını  tıklattı.
Öğretmeni  kapıyı  açtı ve Mustafa’yı  karşısında  görünce;
-Hoş  geldin  Mustafa,  kaynanan  seni  Seviyormuş. Ben de kahvaltı  yapıyordum,  gel  içeri, dedi.
Mustafa’yı  içeri  aldı.
-Sofraya  buyur,  bana  arkadaşlık  et, dedi, 'O  elindeki nedir?' diye sordu.
Mustafa, unutkan ve dalgın  bir  hareketle;
-Şey... Annem çörek  gönderdi, dedi ve yutkundu  durdu. Öğretmeni,  çay doldurdu  ve sıcak  çörekle  aç  karınlarını  doyurdular.
Öğretmen:
- Çörekler  çok güzel  olmuş,  Annenin  ellerine  sağlık, dedi ve ekledi:
-Mustafa,  içtiğin  çay  ve  yediğin  çörek  nerene  gitti? Sen  bunu  zannederim  anlayamadın  çünkü  sende bir  hal var, bana  anlatmak  ister  misin? dedi.
Mustafa  gerçekten  bir  şey  anlayamadığı  o  çaydan  bir yudum  daha  içti.
-Öğretmenim... dedi.
Yutkundu  ve  bir an orayı  terk  edip  gitmeyi  düşündü.  Kesik nefesler  aldı  yine.
-Öğretmenim... dedi.
Ahmet  Öğretmen  lafa  girerek;
-Aferin  Mustafa, çok iyi “Öğretmenim” diyorsun, diyerek Mustafa’nın konuşması için ona yol gösteriyordu.
Mustafa Öğretmeninden  cesaret  alarak;
-Şey!.. Ben  Ayla  Öğretmeni  Seviyorum,  onunla  evleneceğim!... dedi  ve  Ahmet  Öğretmeni  şaşkınlık içinde  bırakarak  yeni  ateşlenmiş  bir  füze  gibi  yırtık  lastik ayakkabısını  giyerek  oradan  uzaklaştı.
***
Yıllardır  özlemini  çekerim.                                                    
Dağlar  güzeldi benim köyümde.                                              
Geçmiş yıllara döner bakarım.                                                 
Bağlar güzeldi benim  köyümde.
***                                             
2019/ 2020/ Yeni eğitim öğretim yılında...
Öğretmen ve Öğrencilerimize başarılar diliyorum.
Selam ve dua’larımla.