Hadi Allah’tan utanmıyorsunuz, kuldan bari bari biraz utanın… Atatürk’e “Dinsiz” demek için, dinin gereklerini yerine getirmeniz gerekir… Dinimiz inanç yönünde, bir kişinin ateist olan bir diğer kişiyi yargılamasını red eder.  Kınama, yerme hakkı vermez… İnanç Yüce Yaradan Allah ile kulu arasında kalır. Eğer Atatürk’e “Dinsiz!” diye saldırılıyorsa, bunun inançtaki adı gıybettir. Gıybet ölü eti yemekle eşdeğerdir. Kuran okuyan, hadisleri gözden geçirenler bunu bilirler… Bilmeyenlerde sallamaya devam ederler… “Dini cehlin elinden alıp, ehlin eline verelim, orası mekteptir.” Diyen Atatürk’ün dindarlığını anlayabilmek için, dinsiz! diyenlerin memleketin tüm fırınlarının ekmeğini yemesi gerekir. Biraz da “insaf” kelimesinin ne anlam ifade ettiğini bilmesinde, okumasında ve okuduğunu da iyi anlamasında, yarar vardır. Çünkü bilgisiz olup da konuşmak, zehirli oktur… Dünya değiştirmiş, ardında sağlam temellere dayalı bir Devlet bırakmış Atatürk’e dil uzatanları, Allah ıslah etsin… Atatürk’ün din anlayışı ile ilgili bir yığın sözleri vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:
“Allah birdir, şanı büyüktür. Allah’ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran’daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor.”
“Bizim dinimiz en makul ve en doğal bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, ilme ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. … İslam’ın sosyal hayatı içinde hiç kimsenin, bir özel sınıf halinde varlığını sürdürme hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini kurallara uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmeye mecburuz”
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur”; “Din vardır ve lazımdır.” 
“Siyasetimiz dine aykırı olmak şöyle dursun, din bakımından eksik bile hissediyoruz.”
“Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, terakkiye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor. Halbuki Türkiye istiklalini veren bu Asya milleti içinde daha karışık, sun’i, batıl inanışlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince aydınlanacaklardır. Eğer ışığa yaklaşamazlarsa kendilerini mahv ve mahkum etmişler demektir. Onları kurtaracağız.”
“Din adamlarına saygı göstermek Müslümanlığın icaplarındandır.”
“Bütün dünyanın Müslümanları Allah’ın son peygamberi Hz. Muhammed’in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed’i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet’in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler.”
“Hz. Muhammed’in bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan muharebesinde kazandığı zafer, fani insanların kârı değildir, O’nun Peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır.”
“O’nun Hak Peygamber olduğundan şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar”
“Gerçeğe nasıl inanıyorsam, dinime de öyle inanıyorum”
“Büyük bir inkılap yaratan Hazreti Muhammed’e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir.”
“Düşmanlarımız, bizi dinin etkisi altında kalmış olmakla itham ediyor, duraklamamızı ve çöküşümüzü buna bağlıyorlar; bu bir hatadır. Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların, erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şey, Müslüman erkekle, Müslüman kadının beraberce din öğrenerek eğitilmesidir. Kadın ve erkek bu ilim ve eğitimi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak zorundadır. İslam ve Türk tarihi incelenirse görülür ki, bugün kendimizi bin türlü kuralla bağlanmış zannettiğimiz şey yoktur. Türk sosyal yaşantısında kadınlar bilimsel yönden eğitim ve öğretim görmekte ve diğer konularda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileri gitmişlerdir.”
“Camilerin mukaddes mimberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve beyne hitap edilmekle Müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur.”
“Allah’ın inayetiyle Nisan’ın 23'üncü günü Cuma namazının ardından Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.”
“O günün kutsallığını güçlendirmek için bugünden başlayarak valilikler, vali beyefendisinin düzenlemesiyle hatim indirilecek, mahayiri şerif okunacaktır. Hatmin son kısımları Cuma namazından sonra Meclis binası önünde tamamlanacaktır.”
“Makbule, Ramazan geliyor, annemize hatim okutmayı ihmal etme”
“Türkler ilahi Kelimetullah” davası uğruna tüm dünyaya Türk-İslam adalet ve hoşgörüsünü götürmekle kalmamış, hakimiyeti altında 30’dan fazla din ve ırktan insanı koruyup kollamayı kendisine vazife bilmiştir.”
 “Sonra Kuran’ın tercüme ettirilmesini emrettim. Bu da ilk defa olarak Türkçeye tercüme ediliyor. Hz. Muhammed’in hayatına ait bir kitabın tercüme edilmesi için de emir verdim.”
“Şurası unutulmamalı ki, bu tarz-ı idare, bir bolşevik sistemi değildir. Çünkü, biz ne bolşevizim ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız. 
Hülasa, bizim şekl-i hükümetimiz tam bir demokrat hükümetidir ve lisanımızda bu hükümet halk hükümeti diye yad edilir.”
Karar sizin sayın okuyucular.