GEÇTİĞİMİZ günlerde kıymetli bir yitiğimizi daha bulduk. Bu yitik ATATÜRK’ün Yozgat’a ikinci kez geldiği 3 Şubat 1934 yılına ait idi. Kendi el yazısıyla kaleme aldığı ve o tarihlerde Yozgat Valisi olarak görev yapan Bekir Sami Beye özel olarak yazılmış, Soyadı verilmesiyle alakalıydı. Bu haberi bana ileten ise genç gazeteci kardeşim İhsan ÇELİKKAYA olmuştu. Mektubun orijinali Yozgat Lisesi’nin Müdür odasına asılmış, Lise Müdürümüz Mustafa TELLİ Bey, çerçeveli bir şekilde Lisenin arşivinde tesadüf ederek odasında başköşeye asmıştı. Ne de olsa Altının kıymetini sarraf bilir. Ne kadar sevindim bilemezsiniz. 83 yıl önce kaleme alınan ve altında Gazi Mustafa Kemal imzalı mektupta şöyle yazmaktadır;
 

Bekir Sami Beyefendiye; 
Geçmişteki milli hizmetlerinizi bilirdim,
Bugünkü faaliyetlerinizin verimli neticelerini yerinde gözümle gördüm, teşekkür ederim.
Arzu ederim ki Bekir Sami Lakabınızı atasınız, onun yerine  bütün bu havalinin öz Türklerince “patika” manasında olan “Baran” adını takınasınız. Size yakışan ad budur. Bu hususta Dahiliye Vekili Beyefendinin de malumatı olmuştur.
İcap eden kanuni formaliteyi de yaptırırsınız.
Türkiye Reysicumhuru
Gazi Mustafa Kemal  

***

2006 yılında bu mektubun fotokopisini Merhum Vali Bekir Sami BARAN Beyin Kızı Ayhan hanımdan almış ve Yiğitler Harmanı Dergisinde yayınlamıştım.  

ATATÜRK Yozgat’ı ve Yozgatlıları seviyordu. Bu yüzden şehrimizi başken yapmak istemiş, Vekillerin Ankara ısrarları karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştı. Cumhuriyetin ilk yıllarında Yozgat’ın neye ihtiyacı varsa ivedilikle yerine getirildiği görülür. Cumhuriyetin kuruluşundan iki yıl sonra Yahşihan Kayseri arasını tamamlatmıştır. Yozgat’ta bırakın hastaneyi, doktor bulmak bile imkansız olduğu yıllarda tam teşekküllü hastane ve okullar imar ettirmiş, en güvendiği Yaverine de BOZOK soyadını vermiştir. 

Yozgatlılar için söylediği methiye kafasında önceden şekillenmiş, harp sahnelerinde şahit olduğu kahramanlıkları Yozgatlıların yüzlerine haykırmıştır;

"ÜNLÜ SÜVARİLERİN, HARP MEYDANLARINDA KAHRAMANCA DÖVÜŞEN TÜRK YİĞİTLERİNİN HARMAN OLDUĞU DİYAR BOZOK YAYLASININ ÇOCUKLARI, VAR OLUN"

Yozgat’ı seviyordu çünkü; Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanı üzerinden henüz bir yıl bile geçmeden yurt gezilerine Yozgat’ı da dahil etmiş, 15 Ekim 1924 yılında şehrimizi şereflendirmişti. Ordumuzun başkumandanı olarak yer aldığı Kurtuluş Savaşında Yozgatlı süvarilerin kahramanlıklarına bizzat şahit olmuş, Yozgat Mekteb-i Sultani öğrencilerinin Zabit Subaylarının bölük komutanı olarak da görev yaptıkları Kurtuluş Savaşı esnasında destanlaşan fedakarlıkları, düşmana karşı kahramanca çarpışan yiğitlerimizin bir çoğu şehit düşmüş, ülkemiz topraklarında abideleşmiştir. Gezdiğim şehitliklerde bu kahramanlarımızın abidelerini ziyaret ederek belgelemek ve gelecek kuşaklara Türk yiğitlerinin Yozgatlı ecdatlarının fedakarlığını unutturmamak maksadıyla bir kez daha hatırlatmak gerekir.

Yozgatlı şehitlerimiz anısına dikilen bazı abidelerden bahsetmek gerekirse; Çanakkale Alçıtepe mevkiinde şehit düşen Kınalı Murat, Bursa Kestel Aksu köyünde, Şehit Üsteğmen Mustafa Şefik Bey, İzmir Menemen Mahkeme Camiinde Yozgatlı Ahmet Çavuş, Yıldırım kemal Şehitliğinde üç yiğidimiz, Aydın Sultanhisar ilçesi Atça kasabasında Yozgatlı Hasan adına dikilmiş şehitlik abideleri mevcuttur. Bursa cephesinde Albay Nazım KAFAOĞLU destan yazmıştır, Eskişehir’e ilk giren manganın komutanı Sorgun Karakız kasabasından Osman Çavuştur, 1924 yılında TBMM kararıyla kırk iki kişiye madalya verilir, bunlar içerisinde Yozgatlılar da vardır. Onlardan biride Üsteğmen Çapanoğu Şekip Beydir.

Yozgatlı kahramanlığını vatan hizmeti olarak görmüş, bizler ise onların destanlaşan hayatlarını Türkiye’ye anlatamamışız. ŞEHİTLERİMİZİN ABİDELERİNDEN BİLE HABERDAR DEĞİLİZ.  

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK 3 Şubat 1934 tarihinde Yozgat’a yaptığı ikinci ziyaret sırasında belediye şeref defterine yazdığı "Ünlü süvarilerin, harp meydanlarında kahramanca dövüşen Türk yiğitlerinin harman olduğu diyar Bozok yaylasının çocukları, var olun" yazı Yozgatlıların karakterini tam olarak ortaya koymaktadır.