SAĞLIK Bakanlığı tarafından risk haritasında, sarıya boyanmış düşük riskli bölgeler arasında yer alınca çok mutlu olduk, sevindik. Yozgat'ta sanki 'sınırlı normalleşme sürecine' değil de 'sınırsız normalleşme' sürecine geçilmiş gibi hava estirildi. 

Çapanoğlu Kentpark bölgesinden başlayıp, Valilik Sarayı önünden, Lise Caddesi, Meydan Yeri, Çapanoğlu Büyük Cami bölgesine kadar olan kesimlerde uygulamalar yapıldı, uyarılarda bulunuldu. Denetimler hız kesmedi, ''Aman ha maske, mesafe, hijyen kuralına uyun!'' denildi. İşyerleri açıldı. Günlük 10 kişiyi geçmeyen müşterisi olan işyerleri denetlendi, uyarılar yapıldı. Kahvehanelerde oyun oynanmasına yine izin verilmedi. Sınırlı Normalleşmenin gereği yapıldı/yapılmaya çalışıldı. Ancak, olan yine oldu...

Büyük mağazalar, alışveriş merkezlerinde kuyruklar oluştu. Bu mağazaların, alışveriş merkezlerinin bir de indirim günleri vardı. O gün mağazalar, deyim yerindeyse ana baba günüydü. İnsanlar indirimli ürünlerden alabilmek için birbirlerini tepelediler. Kimse görmedi. Görmek istemedi. Sosyal medya üzerinden uyarı yapıldı.

Çedaş gişeleri kapılarını açtı, tahlisalata yüz yüze başladı. Abide İşhanı içerisindeki vezne önünde kuyruklar va kalabalıklar oluştu. ''Borcumu ödeyeyim, elektriğim kesilmesin, açma/kapama bedeli ödemeyeyim, gecikme faizine muhatap olmayayım!'' derdine düştü. Ramazan yaklaşıyor. Sayılı günler kalınca ESK Terminal bölgesindeki mağazasında da hareketlilik her geçen gün arttı. Kuyruklar, kalabalıklar oluştu. Kimseler görmedi...

''Hayır işi yapıyorlar'' denildi, bir tekerlekli sandalye teslimi için 8-10 kişiden oluşan heyetler gövde gösterisinde bulundu. Maske, Mesafe kuralları hiçe sayıldı. Bunu da kimse görmedi.

Çelişkilerle dolu bir süreç yaşandı. Trafikte 'Hazır ol' anlamına gelen sarıdan, kara parçasını temsil eden maviye geçmeyi umut ediyorduk. Ama olmadı. Bize de kırmızı yandı, durduk. Bundan sonraki süreç çok daha sıkıntılı. Çifte standart ile değil, herkesin uyduğu kurallarla sorunu çözeriz..