Bu arada ne çok kıydın sen bana? Üç kuruşluk bebe beliğe anne oldun durdun, usanmadın...
Yerle yeksan ederken yüreğimi hiç düşünmedin evladım yıkılır mı? Düşünmedin çünkü hiç annem olmayı beceremedin...
Oysa ki ben kurgu değildim, gerçektim... Menfaatçi değil, gönül ehliydim... Öyle ki bugün çanakçıların en önde gideni ben olurdum... Dünyam çanak çömlek hiç olmadı...
Annemden daha çok sevdim seni... Sen beni üçüncü sınıf afişlere layık görürkende... Ve sen beni ulu orta düpe düz bir çok çanakçının dillerine düşürürkende sevdim...
Anne sen bana nasıl kıydın? Ben kimi sevdim? Ben anne diye hangi göğse sindim?
Kendini sakın savunma, sen böyle mutlusun çünkü... Ve sen yalan yüreklenmelerde,yalan dillerde bir "anne" sözüne diri diri gerçek evladını gömebiliyorsun... Çünkü sol göğsünde kalp diye taşıdığın şey sadece bir organ, kanı çekilmiş, gönlü tükenmiş...
Sen beni hiç sevmedin anne...
Sahi sen bana nasıl kıydın anne? Param bitti diye mi? İşim gücüm tükendi, sözde sevenlerim birer ikişer gitti diye mi? Yok değil bir kere doğruyu söyle; ne diye bu kadar beni kaybetmek için cömert oldun anne?
(Annem saydığım...)