Yankılar çalkalanıyor çanakçılar yokuşunda "o" yankılar ki yanmanın sancısında ne yaptıklarını bilmiyorlar.
    Kül danslarında çarpışıyorlar. Bugün sana yarın bana yamanıyorlar. Hepside kırık testi, her bir yerlerinden yalan sızıyor.
        Dalkavuk bir ömrü kendilerine reva görenler her telde oynuyor sonra cambazlığın kralı oluyor riyakarlıklarıyla ve an geliyor ''o" cambazlık kendilerini vuruyor.
        Pişman şarkılar yükselir bu kentin sokaklarından, pişmanlık şarkıları.
    Her gün yeni bir beste. Repertuar sorunları yoktur çalkalanan yankıların. Onlar ki sadece bir sestir. Önce uzaktan uzaktan duyulurlar sonra birden kaybolurlar. Sesleri kesilir, sus pus olurlar. Ekmeği yedi kapıda dilenmeye sonunda mecbur olurlar. Onlar ki ekmeğin düşmanıdırlar.
    Kül yangınları vardır bu kentte. Şehir susunca usul usul çıkarlar ortaya. Karanlığın içine içine saklanırlar.
    O karanlıklar ki her şeyi örtüğünü sananların kara lekeleridirler. Bazen çalkalanırlar, bazen savrulurlar ama sonunda her zaman bir daha bir daha kül olurlar.
    Son pişmanlığın fayda etmediği bu kentte, alışıla gelenin dışında zehirli sarmaşıklar boy verir kışların ortasında.
    Tutunan yanar, tutunan bağıra bağıra can verir. Sonu yoktur çünkü kül danslarının.
    Her gün yeni yeni figürler üretselerde sonunda asıl figürleri ortaya çıkar çanakçıların ve yalanların karanlığın içinde bile görüldüğünü unuturlar.
    Sonra taştan taşa  çalarlar küllerini. Artık kim toplarsa onun malıdırlar ve asla fark etmezler sahipleri "o" olmuş, "bu" olmuş.Varsa yoksa çalkalanan menfaatleri vardır. O menfaatler ki sattırırlar üç kuruşa insanlıklarını.
        Sapmalar vardır bu kentin irili ufaklı sokaklarında. Önce döndüğünü sanan viraj içi dışı savrulmalarda bulurlar yanmanın sancısını. Sonra yanmalar dans eder ve küller bütün hainliklerini an be an tesciller.
        Kül yangınlarıyla karşılaştınız mı siz hiç? Hem de her gün ha! Peki neden o zaman vazgeçmediniz yangınlarınızdan, küllerinizden? Düzelir elbet bir gün mü dediniz? Elbet bir gün düzelirler dünya saadeti içinde dalkavuk buluşmaların ahiret avcıları. Onlar büyük ziyandadırlar çünkü ahiretin bir farkı vardır "kul hakkı" ve bu hak-ki mizanda kaptan kaba koyar bütün çanakçı çınlamaları...
    Şimdi kül yangınlarıyla dolu her yanımız ve şimdi çanakçıların yalan vaadleriyle çınlıyor bütün çanaklar, çanakçılarımız.
    Şöyle bir etrafın bak, sence kaçtane var onlardan...
    Çok mu? Laf mı seninkisi ey dostum, şehirler boğuluyor onların hainliklerinden.
    Çokta laf mı? Okyanuslar kadar onların şeytanlıkları ve o şeytan ki bunların şerlerinden kainatın efendisine sığınır.
    Onlar ki büyük ziyandadırlar...
    Allah Affetsin.