YOZGAT'ın şehir içerisindeki başta ulaşım, park sorunu olmak üzere yaşadıkları sıkıntıların önemli bölümünün temelinde ana artel olarak adlandırılan yolların yetersizliği olduğunu sıkça dile getirmiştim. Son bir yazımda da Yozgat Belediyesi'nin Atatürk Yolu'ndan Benzin İstasyonları arkasından şehir merkezine alternatif yol çalışmasından söz ederek, aynı şekilde Uluslararası E-88 Karoyulunun diğer kesiminde de alternatif yolun yapılması gerektiğine dikkat çekmiştim...
Aklın yolu birdir. Belediyenin bölgede yeni bir alternatif yol çalışması yaptığı haberi de yansıdı. Şehiriçi ulaşımın E-88 Karayolu trafiğinden çıkartılmadığı süre içerisinde Yozgat'ta trafik sıkışıklığını, otopark sorununu, düzenli yapılaşmayı, temizlik konusunu, çevre düzenlemesindeki karmaşayı çözebilme imkanımız da bulunmamaktadır. Boşa kürek çeker dururuz...
Yozgat'ın mevcut yerleşim alanı dikkate alındığında E-88 Karayoluna paralel yollar kadar enlemesine yatay yollarında devreye sokulması gerekir. Nohutlu'dan E-88 Karoyoluna inen iki yol mevcut. Birisi Terminal bölgesinden, diğeri Saat Kulesi bölgesinden. Birileri çıkıp, Atatürk Yolu bağlantısı ve benzeri bağlantıların bulunduğunu ileri sürebilir. Ama kastımın, vatandaşın sürekli kullandığı, akışın fazla olduğu, direk ulaşımın sağlandığı yollar olduğunu peşinen belirteyim. Ne olur ne olmaz...
Paralel Yolların yapılması mevcut yapıyı kurtarmaya yeterlidir. Ancak, Saat Kulesi, Lise Caddesi, Büyok Cami ile sınırlı kalan şehir merkezinin de dağılması gerekmektedir. Yeni cazibe merkezlerinin kurulması bunun için zorunlu hale gelmiştir. Yozgat Belediyesi'nin bu yöndeki çalışmaları, alışalagelmiş olan alışkanlıklar nedeniyle tepki görecektir. Ancak, zaman içerisinde bu tepkinin yerini tebrik alacaktır. Zira alışkanlıklardan vazgeçmek öyle kolay bir durum değil. Biz halen her alanda 'bakkal' zihniyeti ile hareket ediyoruz. Bakkal olmanın erdemliliğini inkar etmek için söylemiyorum. Bakkalın iş kapasitesi bellidir. Bizlerde belirli iş kapasitesi ile işletmelerimizi işletmeye çalışıyoruz. Perakendeci olmaktan kurtulup, toptancı, bölge bayiliği, acentelik gibi bir adım ötesine geçmek durumundayız. Üretmeliyiz. Ürettiğimiz ham madde olarak değil, işlenmiş paketlenmiş olarak pazara sunmalıyız. İşte o zaman Yozgat değişecektir. İşte o zaman Yozgat insanı daha fazla kazanmak için gurbete çıkmayacaktır. Ürettiğinin karşılığonı alacaktır, mutlaka...
Bu bağlamda Yozgat Şehir Hastanesi, kötü bir örnektir. Hastanenin temeli atıldıktan sonra ihtiyaçlara, taleplere yönelik bir imar çıkartılmak yerine isteyen istediğini yapabildiği bir yapılaşma ortaya çıktı. Kimse müdahale etmedi. Eğer, hastane inşaatı yapılmaya başlanıldığında, hatta proje safhasında müdahil olunup, iyi bir planlama yapılsaydı bugün o bölge ticaretinde merkezlerinden birisi halinegelirdi. Aynı hata Yozgat Hükümet Sarayı binası yapılmaya başlanıldığında yapıldı. Binanın yapılacağı alanla sınırlı bir çalışma yapıldı. Bugün gelinen noktada yaşanılan sorunların çözümlenmesine yönelik neler yapılır, tartışılıyor, konuşuluyor.  Küçük hatalarınbüyük yanlışlarla örtüldüğü Yozgat'ta artık, planlamalar ileriye dönük yapılmalıdır...
Dünden Bugüne Bugünden Yarına
-Yozgat'ta Müteahhitlere Gözaltı

YOZGATValisi Hüseyin Önal, 1 Aralık 2000 tarihinde makamında yerel basın mensuplarıyla yaptığı toplantıda, Yozgat’ta yapılan Devlet ihalelerinin çoğunda şaibe bulunduğunu ileri sürdü ve şaibeye adı karışanları mahkemeye vereceğini söyledi. Yozgat Valisi Hüseyin Önal, ihale yoluyla verilen kamu yatırımı inşaatlarının zamanında bitirilmediğine dikkat çeken bir gazetecinin sorusuna, “Yozgat’ta müteahhitlik değil, doğrudan devlet zarara uğratılıyor. Hiçbir iş yüzde 30 fark konulmadan bitirilmiyor. Bu ahlaksızlıktır, hırsızlıktır” dedi.  Müteahhitlerden işini düzenli yapanlarında mevcut olduğunu, bunlara da haksızlık etmek istemediğini kaydeden Yozgat Valisi Hüseyin Önal, zamanında tamamlanmayan ve şaibe bulunan kumu yatırımı inşaatlarıyla ilgili soruşturma açtığını söyledi.