Merhaba kıymetli okuyucularımız. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi hepimizin üzerine olsun inşallah.     
Malumunuz olduğu üzere ailenin korunması ve güçlendirilmesi için ailenin önemine dikkat çekmek amacıyla her yıl mayıs ayı içerisinde 'aile haftası' kapsamında etkinlikler düzenlenmektedir. Aile, toplumun en küçük birimi olup evlilik bağıyla kurulup gelişen, toplumumuzun en temel unsurudur. Aile, yeryüzünün en köklü, en eski ama eskimeyen kurumudur. Hayatta sahip olunabilecek en değerli hazinedir. Hem büyük bir nimet hem çetin bir imtihandır. Bir bebeğin duyduğu ilk güven, tattığı ilk huzur, yaşadığı ilk mutluluktur. Her aile özeldir ve bütün aileler ilgi, bakım ve emek ister. 
Aileyi ayakta tutabilmek için ‘ahlaki değerler’ ile onu korumak ve güçlendirmek gerekmektedir. Bu değerler hayat yolculuğunda bireylerinin ortak bir hedefe doğru aynı isteklerle, benzer erdemler ve ideallerle hareket etmesini, bir bütün olabilmelerini sağlayan, sorunlar karşısında birlikte çözüm üretmelerine yol açan, zorluklar karşısında yuvayı güçlü kılan, maneviyat zırhı ile aileyi koruyan değerlerdir.
Hiç kuşkusuz aileyi ayakta tutan en temel duygular sevgi ve merhamettir. «Sizin içinizden, kendileriyle huzur bulasınız diye kendi türünüzden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda düşünecek bir toplum için dersler vardır.» (Rum, 30/21) Evlilik insanoğlunun ruhuna sükûnet aşılar. Aynı özden yaratılmış (Nisa, 4/1) ve birbirine eş kılınmış olmak, eşdeğer olmaktır. 
Eş olmak;  biri diğerinde tükenmemek, birbirinden uzağa düşmemek, kendinde bulunan farklı vasıflarla diğerini desteklemek, kamil insan olma yolculuğunda birbirine yardım etmek, birbirinin şahsiyetine değer verip saygı göstermek, birbirine Allah’ın emaneti nazarıyla bakabilmek, evliliği bir rekabet ya da ast üst ilişkisine dönüştürmemek, «biz olmayı başarabilmek «bir bütünün birbirini tamamlayan iki eşit yarısı» olabilmektir. (Ebû Dâvûd, Tahâret, 94)
Evlilik, sevgi ve merhamet eşlere sunulmuş ilahi bir düğün hediyesidir. Evliliği mecburi bir beraberlik, zoraki bir katlanmadan ayıran sevgidir. Sevmek bir sanattır, bilgi ve çabaya ihtiyacı vardır. Sevgi, kalp kalbe iletişimdir. Sevmek emek vermektir; paylaşmaktır, fedakar olmaktır, sorumluluklarını bilmektir, birlikte güçlü olmaktır, hata aramak değil, güzellikleri görebilmektir, meziyetleri takdir edebilmektir, merhametli olabilmektir, Sevgiyi, karşıdakinin duymayı, görmeyi istediği biçimde aktarabilmek  bir hünerdir. Sevdiğine bunu söyleyebilmek Efendimizin öğüdüdür. (Ebû Dâvûd, Edeb, 112)
Ebeveynin birbirine muhabbeti çocuklar için sözden daha etkilidir. Asık bir yüz ve kırıcı, sert söz otorite değildir. Merhamet;  acımak değil, ahlaki bir duruştur, gönül yumuşaklığı, kalp inceliğidir. muhatabını anlamak, kendini onun yerine koymaktır; zulmün ve şiddetin değil rahmetin insanı olabilmektir. Şiddet için eli kalkanın, dili kılıç gibi kesenin yüreği merhametten mahrumdur. Efendimiz hayatı boyunca hiçbir kadına bir tokat atmamıştır. (Müslim, Fedâil, 79) Yuvaları cennete çevirmek sevgi ve merhametle mümkündür. 
«Allah’ım! Bu evlilik akdini mübarek eyle. Yeni evlenen çiftin arasında sevgi ve evliliklerinde sebat nasip eyle. Aralarına nefret, geçimsizlik ve ayrılığın girmesine izin verme. Allah’ım! Bu çiftin arasında Âdem (as) ile Havva annemiz, Hz. Muhammed (sas) ile Hz. Hz. Hatice annemiz, Hz. Ali (ra) ile Hz. Fatıma validemiz arasında var olan ülfet, geçim ve kaynaşmayı ihsan eyle.» duası ile evlenir bütün çiftlerimiz. Ülfet ve samimiyet ile kurulur ve ayakta kalır evliliklerimiz.
Mümin cana yakın ve samimidir. Yakınlık aile bireyleri arasında yaşanırsa değerini bulur. Evlilik, en samimi arkadaşlıktır; sadece bir evi değil, hayatı paylaşmaktır. Aile, bedenlerin yakınlığı kadar, ruhların yakınlığına da muhtaçtır. Aile demek, nikâh ve kan bağının ötesinde bir duygu ve fikir bağı kurmak demektir.
«İnanmış bir kimse eşine nefret beslemesin. Çünkü onun bir huyunu beğenmezse de hoşlanacağı başka bir huyu mutlaka vardır.» (Müslim, Rada, 61) Kırgınlıklar büyütülmemeli, küslükler uzatılmamalıdır. Eşlerin birbirlerinde hoşlanmayacakları yönlerin bulunabileceği gerçeğine dikkatimizi çeken Kur'an, ancak hoşa gitmeyen bir durumun bile sonuç itibariyle hayırlı olabileceğini hatırlatır (Nisâ, 4/19). Efendimiz de bizleri olumluya odaklanmaya, iyiyi görmeye ve samimiyete davet eder: "İnanmış bir kimse eşinden nefret etmesin.
Çünkü onun bir huyunu beğenmezse hoşlanacağı başka bir huyu mutlaka vardır." (Müslim, Radâ', 61).
Evlilik bir evi değil, hayatı paylaşmaktır. Eşlerin birbirinin kişiliğine saygılı olması, düşüncelerine değer vermesi bu paylaşımın bir gereğidir. Aileyi ilgilendiren her konuda birlikte karar almak, samimiyetten ve dürüstlükten ödün vermemek, eşler arası ilişkiyi güven zemininde yürütmek aile birliği açısından son derece önemlidir.
Rabbim, bize göz aydınlığı olacak, bizi mutlu edecek eşler ve zürriyetler bağışla. Bizi müttakilere, Allah'a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlara, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü'minlere imam ve önder eyle. (Furkan 74)Yuvalarımızın Hane-i Saadet Olması Duasıyla Allah’a emanet olunuz.