HAYATIMIZIN her aşamasında yararlandığımız ağaç: "Yavrumuzun beşiği, kapımızın eşiği, çorbamızın kaşığı" şeklinde halka arasında dile getirilir. Yine "Gökyüzüne güzellik veren yıldızlar, başa güzellik veren saç, yurda güzellik veren ağaçtır","üstünde yeşil bir yaprak olmayan toprak ölüdür" gibi özlü sözlerle ağacın ve yeşilliğin önemi belirtilir.
Abese Suresinde mealen: "İnsan iyice bir baksın","Doğrusu suyu bol bol indirmekteyiz","Sonra yeryüzüne iyice yarmakta ve orada tâneli ekinler, üzümler,sebzeler,zeytin,hurma ağaçları,iri ve sık ağaçlı bahçeler,meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz","(Bütün bunlar)sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir" buyrulmuştur. Bu ayeti kerimelerde ekin ve ağaçların hayatî önemi belirtilmiş, bunların yetiştirmek için toprağın sürülmesi ve kuraksa sulanması gerektiğine işaret edilmiştir.
Rahman Suresinde de,"Rabbine karşı gelmekten korkan kimseye iki Cennet vadedilmekte, bu Cennetlerin türlü ağaçlarla dolu olduğu, buralarda akan iki kaynağın ve her türlü meyvenin çift çift bulunduğu bildirilmektedir.
Allahu Teâlâ, celâl ve cemalini göstermek için gökyüzünü güneşler, aylar ve yıldızlarla süslediği gibi, yeryüzünü de hayvanlar, nebatlar, ağaçlarla süslemiştir. Ayrıca ağaçları, bitkileri, yaprak, çiçek ve meyveler kelimeleriyle konuşturup sanatının üstünlüğünü, rahmetinin güzelliğini gösteriyor.  Çiçekler, meyveler, çekirdekler, tohumlar konuşan; Allah'ın ince sanatlarını, tezahür edip, insanoğluna kendi varlığını ilan ısbatlıyor. Ağaç, Kerim olan, Rahmanımızın kullan için açtığı bir rızık sofrasıdır. Allah Teâlâ ağaçlarda biz kullarına çeşitli nimetler ihsan etmiştir. insanlar bu nimetlerden faydalanarak hayatlarını idame ettirmeye çalışmaktadır. Yeşil dallı ağaçlara ibretle baktığımız zaman, bir çekirdekten koca bir ağacın nasıl meydana geldiğim düşünür, Allah’ ü Teâlâ’nın  kudretini müşahede ile bize olan ihsanının büyüklüğünü anlarız.
Ağaç diken Müslümana muhakkak o ağaçtan yenilen meyve onun için sadaka olur, o ağaçtan çalınan meyvede onun için sadaka olur. Vahşi hayvanların yediği de o kimse hesabına bir sadaka olur. Kuşların yediği de sadakadır. Her insanın ondan yiyip eksilttiği meyve de onu diken Müslüman için bir sadakadır." "Ağaç diken her kimse için muhakkak Allahü Teala diktiği ağaçtan çıkan meyve kadar ecir ve sevap takdir ve ihsan buyurur."
Bir memleketin sıhhat ve servetinin, gelişme  ve saadetinin en başında o memleketin ziraati ve ağaçlandırılması gelir. Bu sebeple Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ağaç dikmeyi ashabına öğretmiş ve o derece ehemmiyet buyurmuşlardır ki: "Kıyamet koparken sizden birinizin elinde bir hurma dalı bulunur da kıyamet kopmadan dikmeye gücü yeterse bırakmasın, muhakkak onu diksin." 
Ormanlarımızın ciddi tehdit altında olduğu bu günlerinde, ağaç ve ormanlarımızı korumada daha hassas davranmamız gerekir. Zira ormanlarımız, kimi zaman elimizdeki bir kalem, kimi zaman okuduğumuz bir kitap, kimi zaman da evimizin çatısı olur. Meyvesinden ve gölgesinden istifade ettiğimiz ağaç ve ormanlarımız; yavrularımızın beşiği, kapımızın eşiği ve aşımızın kaşığıdır. 
Dünya hayatının vazgeçilmez nimetlerinden biri de ağaçtır. Her insanın, doğumundan ölümüne kadar, hayatının her safhasında ihtiyaç duyduğu, kökünden, yaprağından, kerestesinden, çiçeğinden, dalından, gölgesinden, kokusundan, güzelliğinden faydalandığı ağaçsız bir dünya tasavvur etmek çok zordur. Ağaç hayatımızın vazgeçilmezi ve dünyamızın süsüdür. Yaşadığımız çevreyi Cennete çeviren de ağaçlardır. Atalarımızın bizlere emaneti olan cennet vatanımızın çölleşmesine seyirci kalamayız. İstifademize sunulan tüm güzelliklerin, Rabbimizin bize bir nimeti olduğunu ve bu nimetlerden hesaba çekileceğimizi de unutmayalım.