YASTIK altına topladığımız altınla oğlan everdik, kız gelin ettik. Yıllarca ödediğimiz ev kirası belimizi kırdı, üç beş artırdık, yıllar sonra emekli parasıyla birleştirip ev aldık. Gençlikte cefa çeksek de yaşlılığımız, iki oda bir salonda, sefa ile geçsin istedik. Eğer evimiz varsa, kıza oğlana yuva lazımdı, onlara ev aldık. Biraz yaş ilerleyince, yastık altı birikim için “Kefen param” dedik. Bir ömrü, 50 santimetrelik bir yastığın altına topladık. Helalinden sevgi, saygı, emek biriktirdik yıllarca. Yastık altı altınların her gramında hüzün, çaba, ter vardı. Öyle eften püften şeyler için bu birikim kullanılırsa, ağlardı bir ömür hıçkıra hıçkıra.
Tabii eskiden…
Kim derdi ki bir gün, yastık altı paralarımız botoks, dolgu, microblading kaş kontür… uğruna heba edilecek.
Özellikle kadınlarımız güzelleşmek uğruna, son yıllarda inanılmaz harcamalar yapmaya başladılar. Sokaklar şişirilmiş dudaklı, kaldırılmış kaşlı, yüz ifadesi değişmiş kadınla dolu. Geçen gün bir arkadaşımla bu konuyu konuştuk. Arkadaşım botokslu insanları uzaylılara benzetti, çok güldüm. Neyse işin esprisi bu. Tabii ki tercih meselesi. İsteyen istediği yere harcar parasını. Zenginin parası, züğürtün çenesini yorar demişler ya, ha işte, biraz böyle bir şey oldu benimkisi.
Ama yapay kadın görmekten, inanın gına geldi. Havaya kaldırılmış, estetik burunlu kadın-erkek görüyoruz adım başı. Oysa Yüz Okumacı Makbule Çelik, burun estetiğinin güç kaybına neden olduğunu söylüyor. Bu güç, her anlamda güç. Büyük kulaklı kişilerin lider olduğunu, zenginliğin kulak memesinin uzunluğundan anlaşılabileceğini savunuyor. 
Makbule Çelik’i okudukça çok ilginç bilgiler edindim.
Peki dinimiz ne diyor?
İslama göre estetik, keyfi yere, güzelleşmek için yapılırsa, caiz değildir. Botoks, yaşlıyı genç göstermeye çalışmaktır, caiz değildir. 
Abi, paramız mı çok, derdimiz mi yok? Ekonominin alt üst olduğu ülkemizde ekmek aslanın midesine inmişken, yapay insan olma telaşımız nedir?  Güzel olmayı estetikte, güzellik merkezinde arayanların hepsinin zengin olduğunu sanmayın. Yemesinden, içmesinden, çoluğundan çocuğundan kısarak, kırparak bu işleri yaptıranlar da var.
Bakın eski kadınlarımıza, ciltleri ışıl ışıldır. Al al yanakları vardır. Onlar hangi güzellik merkezine gittiler dersiniz. Tarla havası, toprak tozu besledi ciltlerini. Kimseyle yarışa girmediler. Tüm dertleri çalışarak hayata tutunmak oldu. Kendisiyle, bedeniyle barışık hepsi. Yüzündeki her çizginin tek bir anlamı var; evlat sevgisi. Onların güzellik merkezi, kalplerinin güzelliği. Ne yaşarsa yaşasınlar; gülmeyi deneyen nur yüzleri, hep genç kaldı bu yüzden.
“Dolgu alana botoks bedava!” tellallığını duyan evinizin bankası yastığınız, aile ekonomisine faydasının olmadığını görünce ağlıyor. 
Makbule Çelik “Gülmek en doğal botoks.” diyor.
Hem de bedava!