Seni bırakıp gelirken kaç kere öldüğümü sorma bana…
     Biliyorum aşkın bazen de bırakıp gelmek olduğunu fakat yinede ben yokken “hüday da da, miskette” el şıklatman ve benim bu anını görememem kahrediyor gülüm…
        Ben giderken iki dakika yanımda kalamaman ve dahası iki dakika ellerini tutamamam ne kadar fenadır kalbime? Anlatamam gülüm…
        Kime söylesem seni ve kime anlatsam bensiz seni, içimin  bu yangınına anlam veremiyorlar. Oysaki bensiz şıklayan parmaklarının, açılan kollarının anlamını bende bilseler…
     Seni görmediğim ve seni koklamadığım gün, gün değil…  Ömürde yaşanmış an değil…
           Ben sensiz yaşayan bir ölüyüm, görmüyorlar gülüm.
     Senin mutlu anların benim yaşadığım zamanlarımdır ve bırakıp gelirken o düğün bizim şıklayan parmaklarımız, kavuşan ellerimiz, bizim düğünümüz olmalıydı gülüm…
     Ben giderken iki dakika görmeden seni ve ben giderken iki dakika sarılmadan tutamadan seni, anlatamam içimdeki ölüm beni gülüm…